CLICK HERE FOR THOUSANDS OF FREE BLOGGER TEMPLATES »

30 Nisan 2012 Pazartesi

Yalı Çocukları



Yalı çocukları bilmezler futbolu...Onlar hiç iki taş arasında ki direklerle top oynamadılar...
Yalı çocukları bilmezler futbolu...Onlar hiç mahalle maçı yapmadılar, akşam ezanı okunurken evlerinde işitecekleri azarlara rağmen oyunlarının sonu gelmeden bırakmadılar top oynamayı..
Yalı çocukları bilmezler futbolu...Onlar iskarpin ayakkabılarını yırtmadılar penaltı atarken...
Yalı çocukları bilmezler futbolu...Onlar hiç "kale payı 1-2-3" diye saymadılar penaltı noktasını bulmak için...
Yalı çocukları bilmezler futbolu...Onlar hiç "5 de devre 10 biter" demediler...
Yalı çocukları bilmezler futbolu...Onlar kuralları uygulama, onlar kuralları kendi çıkarlarına göre değiştirebilir, mahalle maçlarının yazılı olmayan kurallarını bile değiştirebilirlerdi belki sadece "KAZANMAK" uğruna..
Futbol salt kazanmak demek değildir, oynaması ayrı, izlemesi ayrı, konuşması ayrı zevkli olan tiyatro benzeri temaşa sanatıdır.
Siz içine sıça durun biz hala heveslisiyiz  1 topun peşin koşan 22 adamın oynadığı oyunun...Keşke babalarınız gerçek oyuncak alsalardı size de bizim karne hediyemiz futbol topuna dokunmasaydınız ama unutmayın ki futbol bir oyundur oyuncak değil yarın bir gün sıkılırsınız bu oyuncağınızda da geri verirsiniz bize en kirli hali haliyle biz kirli demeden alırız merak etmeyin temizleriz...

27 Mart 2012 Salı

Pas Oyunu


Topa sahip olduğunda sete dönen, ayağa pas yapan topu beklemeden boş alana hareketlenip derinlik kazandıran oyun yok galibiyet yok!!!
Top rakipteyken takım olarak topun arkasına geçmeden önce rahat çıkmasını engelleyen mücadele yok, galibiyet yok.

Sivasspor maçı ile Trabzonspor karşılaşmasının benzerlikleri yukarıda yazanlardır herhalde. Selçuk İnan, Engin Baytar topa sahip olduklarında pas atacak adamda çok önlerinde buldukları boş alanda koşmayı tercih ettiler keza sağ kanatta Eboue'de aynı davranışı gösterdi. İki faule maruz kaldı, kaybettiği bir top kontraya dönüştü vs vs. Benzer davranışlar ile pas oyununu bay geçti Galatasaray orta sahası Necati bunun için orta sahaya gelip top alamadı zira ortada alınacak toptan çok koşulacak alan vardı. Bu anlarda bir iki pas yapsa maçı koparacak aslında ama panik havası ile olamadı bir türlü.


  • Trabzonspor'dan alınan toplamda 4 puan var bu kısmen de olsa bir avantajdır.
  • Play Off öncesinde hataları biraz daha ortaya çıkan Galatasaray için hayırlı beraberlikti.
  • Cüneyt Çakır ve Mehmet Batdal için yazılacak ne varsa yazıldı zaten.
  • Melo ile Selçuk arasında ki mesafenin artması doğru değildir.
  • Semih Kaya'nın karşısında dinamik bir forvet varsa ve Melo defansa yardım etmiyorsa ilk yarılar hep üç farklı bitebilir. Fenerbahçe Sow ve Beşiktaşda Almeria daha statik olması Semih'i zorlamadı ama Sivasspor'lu Enaroma ve Trabzonspor'lu Burak Yılmaz turnusol kağıdı etkisi yaptı.
  • Muslera bildiğimiz gibi ...
  • Baros'un acil form tutması gerekmektedir. Tek eksiği maç kondisyonu ve Orduspor maçı kendine getirir Baros'u zira üst üste 3'üncü maçı olacak.



24 Mart 2012 Cumartesi

1 Yıl Oldu...O günden Kalan Yok



  Tarih 10.04.2011
Bitmesini istediğimiz sezonun sonu geliyor ama Trabzonspor ile maçımız var.Şu maç bitsede gitsek tek derdimiz...

Maça Zapata-Neill,Gökhan Zan,Insua,Servet Çetin-Arda Turan,Ayhan Akman,Yekta Kurtuluş,Culio,Sabri Sarıoğlu-Kazım onbiri ile başlıyor Galatasaray ve 1-0 mağlup bitiyor karşılaşmayı. Maç sonu basın toplantısında bu günün işaretini veren kişi "Karanlığın sonu aydınlığa en yakın zamandır" sözleri ile özetleyen Bülent Ünder. Aynı Bülent Ünder sonradan oyuna dahil olan Pinto'yu ruhsuzlukla suçlayıp biletini kesiyor.

Gelelim Bugüne...
Ne ruhsuzlukla suçlayacak oyuncumuz var geçtiğimiz haftalarda ne de karanlıkdan bahsedilecek bir ortam. Zamanın çabuk geçmesini dilediğimiz yıl bitti, hiç bitmesin dediğimiz 90 dakikalar var.
 O gününün on birinde bu gün oynama ihtimali olan Sabri, Servet ve Gökhan. İdeal 11 sahaya çıkarsa eğer 11 oyuncusu, başkanı, Teknik direktörü değişmiş bir takımın şu gün burada olmasının açıklamasını yapmak cidden profesyonellerin işi artık.

22 Mart 2012 Perşembe

Ahh O Direk Yok mu O Direk

Fenerbahçe maçlarının ardından davranışlar klasik senaryolara dayanıyor artık.
Senaryo 1:Kadıköyde 3 Puan
Medyanın gazını arkana alacaksın. Önemli olan 3 puan edebiyatı yapacaksın  kesin iş yapar. 4,5 atak yapıp 6 gol atabilme yeteneğine sahipsin sonuç olarak. Oyun olarak ezilmen hiç önemli değil. 3-1 biten maçta hiç kimse R.Carlos'un attığı yumruğu görmez ama Keita terbiyesiz, karaktersiz olur. 10 kişi kalan rakipten gol yemen bile önemli değildir. Sen medyaya gücen onlar senin arkanda duracaktır.


Senaryo 2: Kadıköyde 1 Puan
 Kadıköy'de; 1 puan aldıysan bir hafta boyunca küçümsediğin 7-0 espirilerinin gırla döndüğü bir ortamda sana karşı durabilen rakibinin emekleri yok sayacaksın "Beraberliği seviniyorlar" diyeceksin. Stadında ki olayları saman altı edeceksin, güvenlik kameralarının görüntüleri olduğu halde Lig Tv'den medet umacaksın. Ağır bok atacaksın. Takımındaki sorunları ört bas etmek için çemkireceksin.


Senaryo 3: ALİ SAMİ YEN'de 1 Puan
Güllük gülistanlık skordur senin için rakip kaleye gidemeden aldığın puandır çok değerlidir. Hemen Galatasaray neden kazanamıyor tartışmaları başlat senin ezik oyunun görmezden gelinsin.


Senaryo 4: ALİ SAMİ YEN'de 3 Puan 

Ali Sami Yen'de; oyun olarak ezildiysen ama 3 puanı aldıysan senden güzeli yok senden büyüğü yok edebiyatı yap çünkü kimse sana karşı çıkamayacaktır. Rakip takım yöneticileri taraftarla mücadele eder sana cevap veremez medya desen 2 gazete fazla satma uğruna çarşaf çarşaf takım posterini basarlar bir gün sonra.


Senaryo 5:  ALİ SAMİ YEN'de 0 Puan 
Ya merdivenler doludur ya da hakem Fenerbahçe düşmanıdır korkma söyle söyle ki hemen 1 maç sonrasında rakibinin sahası kapansın, hakemler sana penaltı versin elle kolla gol versin. 17'ye 1 mücadele ettiğini söylemeyi unutma..

Senaryo 5:  Kadıköy'de 0 Puan

Ahh o top girecekti işte. O direk yok mu o direk..


18 Mart 2012 Pazar

GALATASARAY-Fenerbahçe [17.03.2012]-02

Fenerbahçe malum oyununu (pozisyon almadan uzaktan şutlar ve bireysel maç performanları) oynadı ve ilk 15 dakikada 2-0 öne geçti. Buradan sonra analize zaten gerek yok, ayağa pas yapan isteyen mücadele eden taraf iki gol buldu,dört gol daha bulabilirdi ama karşı yakanın formalı yazarlarının tespitlerine baktım söyle:


Gürcan Bilgiç yazısının sonunda metrise gönderme yapıyor.Sonuç: Aykut Kocaman bu işi bilmiyor, aslında taktik, bilgi, beceri, oyunu okuma yalan ağzına geleni söylemek gerçek.

"Tabii kadroları görünce Fatih Terim'in beraberliğe razı bir düşünce tarzı içinde olduğunu gördük. Fenerbahçe'nin de mutlak kazanmak zorunda olduğu bir maçtı. "       
                                                                                                                                                         Selçuk Yula

Yazı bilmem kaç kelime olmak zorunda madem öyle yaz gitsin mantığında yazı yazıyorsun da sen klasik 11'ini sahaya süren teknik direktörü nasıl beraberliğe razı olarak nitelendirirsin...GARİP

Ercan SAAT'çinin yazısını ne burada anlatmaya gerek var ne de açıklamaya. Şu anda iletişim fakültesinde okuyor olsaydım hırsımdan ağlıyordum bu meslekte benim yerim olmayacak diye.